Tür: Aksiyon-Macera, Mitoloji, Sinematik Hikâye
Ortalama Bitirme Süresi: 20-25 saat (ana hikâye), 40-50 saat (tüm içerikler ve yan görevler)
Yan Görevler: Evet. Bazı görevler dünyayı daha iyi tanımanı sağlarken, bazıları karakterlerin iç dünyasına dair büyük ipuçları barındırır. Ana hikâyeyi doğrudan etkileyen görevler: “Fafnir’in Hazinesi”, “Andvari’nin Ruhunu Serbest Bırak”,”Aegir’in Gözüyle”
Platformlar: PC, PlayStation
Kratos geri döndü.
Ama bu sefer tanrılarla değil, kendi geçmişiyle, öfkesiyle, yıkıp geçtiği onca hayatın ardından kalan sessizlikle savaşıyor. God of War (2018), yalnızca bir reboot değil; eski bir savaşçının yeniden şekillenen ruhunun, geçmişin küllerinden doğmaya çalışan bir adamın hikâyesi. Yunan mitolojisindeki tanrı katliamlarının ardından Kratos, şimdi kuzeyin karlarla örtülü, kadim sırlarla dolu topraklarında… bambaşka bir amaçla yaşıyor: baba olmak.
Eşi Faye’in son dileğini yerine getirmek üzere oğlu Atreus’la birlikte dağların zirvesine çıkmak için yola çıkan Kratos’un hikâyesi, görünüşte basit bir görevle başlar. Ama zamanla bu yolculuk, geçmişin hayaletleriyle yüzleşmeye, acının ve pişmanlığın altında ezilen bir adamın sessiz direnişine dönüşür. Oğluna nasıl bir miras bırakacağını, ne öğreteceğini, ve kendi kırılmışlığını nasıl gizleyeceğini bilemez halde, Kratos bu yol boyunca her adımda sadece düşmanları değil, kendini de alt etmeye çalışır. Bu yeni dünyada düşmanlar devasa, yaratıklar acımasız ve tanrılar yine kibirli. Ama Kratos’un en büyük düşmanı artık dışarıda değil içeride. Ve oğlu Atreus’un gözlerinde, hem bir yansımasını hem de korktuğu geleceği görür. Atreus, Kratos’un geçmişini bilmez; ama kalbindeki ağırlığı hisseder. İşte bu yüzden her savaş, sadece baltayla değil, vicdanla, sabırla, suskunlukla kazanılır. Oynanış bu anlatımı destekleyecek şekilde tasarlanmış. Kamera tek bir kesinti olmadan Kratos’un omzunun hemen arkasında, onunla birlikte nefes alıp verir gibi. Sinematik bir şiir gibi akar tüm sahneler. Leviathan baltasının fırlatılması, Atreus’un oklarıyla düşmanı savurması, çevredeki objeleri savaşta kullanmak her şey mekanik değil, duygusal bir ritimle işliyor. Yan görevler sadece “ekstra içerik” değil. Her biri, bu dünyadaki kaybolmuş hayatların, unutulmuş yasların, bastırılmış duyguların sessiz çığlığı. Bazı görevlerde geçmişle yüzleşirsin, bazı görevlerde yalnızca bir çocuğun sorusuna cevap ararsın. Ve o sorular, bazen Kratos’tan çok seni yaralar. Ses tasarımı ve müzikler bu duygusal derinliği tamamlar. Bear McCreary’nin besteleriyle birlikte, Kratos’un sesi artık çığlık atmayan, ama içindeki yükü her kelimesine yansıtan o derin ve yavaş ses yankı yapar kulaklarında. Sessizlikler bile bazen cümlelerden daha fazla şey anlatır.
God of War, yalnızca savaşan bir tanrının hikâyesi değil savaşmayı bırakmaya çalışan bir adamın içsel yolculuğu. Bu kez mesele sadece öldürmek değil. Bu kez mesele, korumak, öğretmek, affetmek ve anlatamadan da sevebilmek. Kratos, zincirlerinden kurtulmuş olabilir, ama asıl mücadelesi şimdi başlıyor. Eğer aksiyonun ötesinde, mitolojiyi insani bir dokuya işleyen, baba-oğul ilişkisini bir savaş alanı gibi işleyen, duygularla yoğrulmuş bir anlatı arıyorsan… God of War seni çağırıyor. Ama bu kez, baltanı sadece düşmanlara değil, kendine karşı da kaldırman gerekecek.


