The Witcher: Wild Hunt “Dünya yanarken kılıcını kuşan.”

Tür: Aksiyon RPG, Fantastik
Ortalama Bitirme Süresi: 50 saat (ana hikaye), 100+ saat (tüm içerikler)
Yan Görevler: Hikâye ile iç içe geçmiş, çoğu ana karakterlerin kaderini etkileyen derin görevler içerir. Özellikle “A Matter of Life and Death”, “Now or Never”, “The Whispering Hillock”, “Possession” ve “Family Matters” gibi görevler, ana hikâyenin seyrini değiştirebilir.
Platformlar: PC, PlayStation, Xbox, Nintendo Switch

The Witcher 3: Wild Hunt, seni sadece fantastik bir dünyaya değil; çürümüş krallıkların, gri ahlakın ve unutulmaz karakterlerin iç içe geçtiği, yaşayan bir evrene davet ediyor. Bu oyun, klasik bir “kurtarılacak prenses” anlatısından çok daha fazlasını sunuyor. Geralt of Rivia olarak çıktığın bu yolculuk, hem kişisel bir arayış hem de dünyanın kaderini etkileyebilecek olayların merkezine yerleşen derin, çok katmanlı bir hikâyeye dönüşüyor. Kayıp bir kız çocuğu olan Ciri’yi bulmak, görünürdeki ana görev gibi dursa da; bu süreçte karşılaştığın insanlar, taraflar ve çatışmalar seni sürekli olarak seçim yapmaya zorluyor. Ve bu seçimler, sadece sonucu değil, duygusal ağırlığı da beraberinde getiriyor. Çünkü bu dünyada “iyi” ya da “kötü” yok yalnızca daha az yıkıcı tercihler var.

Oyunun açık dünya yapısı başlı başına etkileyici: bataklıklarla dolu Velen, entrikaların döndüğü Novigrad, masalsı güzelliğiyle Skellige Adaları… Hepsi birbirinden farklı atmosferlere, kültürlere ve sorunlara sahip. Ama bu dünya sadece büyük olduğu için değil, ayrıntılarla dolu olduğu için etkileyici. Her köyde anlatılmamış bir trajedi, her ormanda gizlenmiş bir sır var. Çoğu oyun ana hikâyeye odaklanırken, The Witcher 3 yan görevleriyle bile seni sarsabiliyor. Bazen bir köylünün yardım çağrısı seni kalbine dokunan bir hikâyeye götürebiliyor. Ve bu görevlerin pek çoğu, sen istemesen bile seni değiştirebiliyor. Kararların önemi büyük. Bazı seçimler hemen sonuç verirken, bazıları çok sonra karşına çıkar bazen de unuttuğun bir detay, saatler sonra seni bulur. Bu yapı, oyuncuya gerçekten bu dünyada yaşıyormuş hissi verirken, aynı zamanda “doğru seçim”in olmadığını da tekrar tekrar hatırlatıyor. Savaş sistemi yüzeyde aksiyon dolu olsa da, alt metinlerde strateji barındırıyor. Canavarları alt etmek için hazırlık yapmalı, zayıf noktalarını öğrenmeli ve iksirlerini, bombalarını ve büyülerini doğru zamanda kullanmalısın. Geralt bir savaşçıdan çok daha fazlası: aynı zamanda bir dedektif, bir filozof ve zaman zaman bir baba figürü.

Roach’un sırtında uzun yollar kat etmek, yolda dinlediğin müzikler, rastgele karşılaştığın insanlar, aniden bastıran fırtına ya da güneşin dağların ardından doğuşu… bunlar bile tek başına bir deneyime dönüşüyor. Geliştirilmiş versiyonu ile grafikler, ışıklandırmalar ve animasyonlar çağ atlamış durumda, bu da atmosferin içine daha da fazla çekilmeni sağlıyor. Ve karakterler… Geralt, Ciri, Yennefer, Triss, Dandelion, Vesemir… Hepsinin derinlikli, geçmişle ve çatışmalarla şekillenmiş hikâyeleri var. Onlarla kurduğun bağ, senin seçimlerinle şekilleniyor ve bu, oyunu yeniden oynamayı bile anlamlı hale getiriyor. The Witcher 3, yalnızca bir oyun değil. Bazen bir roman gibi düşündüren, bazen bir film gibi duygulandıran, bazen de bir efsane gibi içine çeken bir deneyim. Gerçekten bir fantezi dünyasında kaybolmak, kendi değerlerinle yüzleşmek ve unutulmayacak bir hikâyeye tanıklık etmek istiyorsan, Geralt’ın yolculuğu seni bekliyor.

Ve unutma: bu dünyada her seçim, bir bedel getirir.

Cyberpunk 2077 “Night City seni yutar… ya da sen.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir